3 Şubat 2016 Çarşamba

'Türkiye'nin Suriyelileri' ne olacak?

    Sayıları 2 milyonu geçti, 200 bini Türkiye’de doğdu. Artık belli ki, bir kısmı hiç dönmeyecek. Onlar 4 yılı aşkın bir süredir “Türkiye'deki Suriyeliler” olarak bilindi. Bundan sonra “Türkiye'nin Suriyelileri” olacaklar. Peki sorunları ne, nasıl uyum sağlayacaklar?


   Suriye’ye dönmek, Avrupa’ya gitmek, Türkiye’de kalmak. Türkiye’de bulunan 2 milyonu aşkın Suriyelinin şu an itibariyle karşı karşıya olduğu üç seçenek bunlar. İlk seçeneği şu an düşünen Suriyeli yok. Zira savaş şiddetlenerek devam ediyor. “Avrupa’ya gitmek” şu an Suriyeliler için en cazip seçenek olarak dursa da, Avrupa şansı çok küçük bir azınlık için söz konusu. Suriyeliler için şu an öne çıkan seçenek Türkiye’de kalma. 
İlk Suriyeli sığınmacının geldiği Nisan 2011'den bu yana yaklaşık dört buçuk yıl geçti. Suriyeliler ilk akın ettiklerinde, beklenti, ülkedeki karışıklığın uzun sürmeyeceği ve Beşar Esed’in iktidardan uzaklaştırılmasının ardından Türkiye’ye gelenlerin geri döneceği şeklindeydi. Bu öngörü gerçekleşmedi. Türkiye’ye gelen Suriyelilerin kalıcı olduğu yolunda görüşler arttı. Bu görüşler öne sürülürken entegrasyon sözü sık duyulmaya başladı. Bütünleşme, uyum anlamına gelen entegrasyon için konu ile ilgilenen uzmanlar kafa yormaya, raporlar yayınlamaya başladılar. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, Türkiye’ye gelen Suriyelilerle gelecekte beraber yaşayacağımızı kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Erdoğan, Türkiye’nin tarihinde ilk kez entegrasyonu tartıştığını, yurtdışındaki Türkler için söz konusu olan bu olgunun artık Türkiye’nin de gündemine girdiğini söylüyor. Murat Erdoğan entegrasyon için birinci önceliğin toplumsal kabul olduğunun altını çiziyor:
“Önce kendi toplumunuzu buna hazırlamamız gerekiyor. Bu insanların burada kalıcı olacaklarına ve bizim birlikte bir geleceğimiz olacağına dair toplumun bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi lazım. Entegrasyon toplumsal kabul olmadan olacak bir şey değil. Yıllardır yurtdışında yaptığım çalışmalar bana gösterdi ki, bu konuda ev sahibi toplumun da iyi niyetli olması ve çaba göstermesi lazım.”
Murat Erdoğan ikinci önemli noktanın eğitim olduğunu söylüyor.
“Türkiye’deki Suriyelilerin yüzde 55’inden fazlası 18 yaşın altındaki çocuklardan ve gençlerden oluşuyor. Bu çocuklar dört yıldır okula gitmiyorlar. Bu, gelecekte birlikte yaşayacağımız topluluk için çok kötü bir durum. Bu çocukların sadece yüzde 15’i eğitim olanağı bulabiliyor. Arapça konuşuyor olmaları eğitim işini zorlaştırıyor. Benim bu konudaki önerim, çok acilen bu çocukların Türkçe öğrenmesinin sağlanması. Bu ülkede kalacaklarsa bu ülkenin dilini bilmeleri gerekiyor.”
Erdoğan’a göre entegrasyonun üçüncü ayağıysa istihdam:
“Bu insanların kendi ayakları üzerinde duracak mekanizmaları yaratmak lazım. Yani çalışmalarına izin vermek lazım. Aslınca ciddi bir kısmı çalışıyor ama çok yoğun bir emek sömürüsü altında çalışıyorlar. Aslında Çalışma Bakanlığı'nın Türkiye’de iki sene kalmış bir ailede dört kişiden birine çalışma izni kapısı aralanıyordu ama bunun tepki yaratacağı düşüncesi ile vazgeçtiler.”

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© 2013 Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler | Designed by Making Different | Provided by All Tech Buzz | Powered by Blogger