Sayıları 2 milyonu geçti, 200 bini Türkiye’de doğdu. Artık belli ki, bir kısmı hiç dönmeyecek. Onlar 4 yılı aşkın bir süredir “Türkiye'deki Suriyeliler” olarak bilindi. Bundan sonra “Türkiye'nin Suriyelileri” olacaklar. Peki sorunları ne, nasıl uyum sağlayacaklar?
Suriye’ye dönmek, Avrupa’ya
gitmek, Türkiye’de kalmak. Türkiye’de bulunan 2 milyonu aşkın Suriyelinin şu an
itibariyle karşı karşıya olduğu üç seçenek bunlar. İlk seçeneği şu an düşünen
Suriyeli yok. Zira savaş şiddetlenerek devam ediyor. “Avrupa’ya gitmek” şu an
Suriyeliler için en cazip seçenek olarak dursa da, Avrupa şansı çok küçük bir
azınlık için söz konusu. Suriyeliler için şu an öne çıkan seçenek Türkiye’de
kalma.
İlk Suriyeli
sığınmacının geldiği Nisan 2011'den bu yana yaklaşık dört buçuk yıl geçti.
Suriyeliler ilk akın ettiklerinde, beklenti, ülkedeki karışıklığın uzun
sürmeyeceği ve Beşar Esed’in iktidardan uzaklaştırılmasının ardından Türkiye’ye
gelenlerin geri döneceği şeklindeydi. Bu öngörü gerçekleşmedi. Türkiye’ye gelen
Suriyelilerin kalıcı olduğu yolunda görüşler arttı. Bu görüşler öne sürülürken
entegrasyon sözü sık duyulmaya başladı. Bütünleşme, uyum anlamına gelen
entegrasyon için konu ile ilgilenen uzmanlar kafa yormaya, raporlar yayınlamaya
başladılar. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü
Doç. Dr. Murat Erdoğan, Türkiye’ye gelen Suriyelilerle gelecekte beraber
yaşayacağımızı kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Erdoğan, Türkiye’nin
tarihinde ilk kez entegrasyonu tartıştığını, yurtdışındaki Türkler için söz
konusu olan bu olgunun artık Türkiye’nin de gündemine girdiğini söylüyor. Murat
Erdoğan entegrasyon için birinci önceliğin toplumsal kabul olduğunun altını
çiziyor:
“Önce kendi
toplumunuzu buna hazırlamamız gerekiyor. Bu insanların burada kalıcı olacaklarına
ve bizim birlikte bir geleceğimiz olacağına dair toplumun bilgilendirilmesi ve
ikna edilmesi lazım. Entegrasyon toplumsal kabul olmadan olacak bir şey değil.
Yıllardır yurtdışında yaptığım çalışmalar bana gösterdi ki, bu konuda ev sahibi
toplumun da iyi niyetli olması ve çaba göstermesi lazım.”
Murat Erdoğan ikinci önemli noktanın eğitim olduğunu
söylüyor.
“Türkiye’deki
Suriyelilerin yüzde 55’inden fazlası 18 yaşın altındaki çocuklardan ve
gençlerden oluşuyor. Bu çocuklar dört yıldır okula gitmiyorlar. Bu, gelecekte
birlikte yaşayacağımız topluluk için çok kötü bir durum. Bu çocukların sadece
yüzde 15’i eğitim olanağı bulabiliyor. Arapça konuşuyor olmaları eğitim işini
zorlaştırıyor. Benim bu konudaki önerim, çok acilen bu çocukların Türkçe öğrenmesinin
sağlanması. Bu ülkede kalacaklarsa bu ülkenin dilini bilmeleri gerekiyor.”
Erdoğan’a göre entegrasyonun üçüncü ayağıysa istihdam:
“Bu insanların kendi
ayakları üzerinde duracak mekanizmaları yaratmak lazım. Yani çalışmalarına izin
vermek lazım. Aslınca ciddi bir kısmı çalışıyor ama çok yoğun bir emek sömürüsü
altında çalışıyorlar. Aslında Çalışma Bakanlığı'nın Türkiye’de iki sene kalmış
bir ailede dört kişiden birine çalışma izni kapısı aralanıyordu ama bunun tepki
yaratacağı düşüncesi ile vazgeçtiler.”
0 yorum:
Yorum Gönder