Amerika'nın
yeni Başkanı John F. Kennedy 20 Ocak 1961'de görevine resmen başladığı zaman
Viet Cong'un faaliyetleri ile Güney Vietnam'da durum daha da kötüleşmişti. Bu
sebeple Kenndy, Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson'ı, durumu yerinde incelemek
üzere, 1961 Mayısında Güney Vietnam'a gönderdi. Johnson ve Diem arasında
yapılan görüşmeler sonunda, 13 Moyıs 1961'de yayınlanan ortak bildiride, Güney
Vietnam'da mevcut olan gerilla savaşı ve «Komünist Imparatorluğu'nun» «Hür
Vietnam»a yaptığı baskı karşısında alınması gereken tedbirler 8 madde halinde
belirtiliyordu ki, bu tedbirler arasında Amerika'nın askerî yardımı ile uzman
yani danışman yardımı başta geliyordu.
Bu durum karşısında
Kennedy iki baskı arasında kalmıştır. Askerlere göre Güney Vietnam'a Amerikan
askeri gönderilmeliydi. Dışişleri Bakanlığı ise, bunun tehlikeli sonuçlar
doğurabileceğini ve Amerika'yı Vietnam'da Fransa'nın durumuna düşürebileceği
görüşünü ileri sürdü. Başkan Kennedy bu iki görüşün arasında yer aldı ve Güney
Vietnam'daki Amerikan askerî danışmanlarının sayısını arttırdı, 1963 Kasımında
bir suîkaste kurban gittiğinde, danışmanların sayısı 17.000'i bulmuştu. Fakat
bu meseleye çare olmadı.
Öte yandan, Güney
Vietnam'da Diem'in diktatörlüğü her geçen gün halk için çekilmez hale gelmeye
başlamıştı. Bu sebeple, siyasî reformlar yapabilecek bir idareyi işbaşına
getirmek amacı ile ve Amerika'nın desteklediği bir darbe ile, Diem 1963 Aralık
ayında iktidardan düşürüldü ve yerine General Duong Van Minh başkanlığında bir
Askerî İhtilâl Konseyi geçti.
Kennedy'nin
öldürülmesinden sonra, Anayasa gereği, Başkanlığa, Başkan Yardımcısı Johnson
geçti. Johnson'la beraber Amerika'nın Vietnam politikası da yeni bir safhaya
girdi. Daha doğrusu Amerika Vietnam savaşına fiilen bulaştı. Zira, 2 Ağustos
1964 günü Tonkin Körfezinde Amerikan donanmasına ait Maddox destroyeri Viet
Minh (Kuzey Vietnam) gemilerinin saldırısına uğradı. 4 Ağustos günü bu
saldırılar diğer Amerikan gemilerine de yöneldi. Amerikan donanması bu saldırıları
püskürtmekle ve iki Viet Minh gemisini batırmakla beraber, hukuken Viet Minh
Amerika'ya saldırıda bulunmuş olmaktaydı. Bu sebeple, Başkan Johnson 5
Ağustos'ta Kongre'ye gönderdiği mesajda, komünizmin saldırılarına karşı
Amerika'nın kararlılığını göstermesini ve bu saldırılara karşı koymada, asker
kullanma da dahil, Başkana yetki verilmesini istedi. Kongre ise, 10 Ağustosta
aldığı ortak kararında,Başkana, Amerikan silâhlı kuvvetlerine karşı vukubulacak
her türlü saldırıyı defetmek ve Amerika'nın SEATO antlaşması çerçevesi içindeki
taahhütlerini yerine getirmek için, Amerikan askerlerinin kullanılması da
dahil, her türlü tedbiri alma yetkisini verdi. Karar, Senato'da 2'ye
karşıt 88 ve Temsilciler Meclisinde de sıfıra karşı 416 oyla kabul
edilmişti.
Amerika'nın bu
kararlılığı, Viet Minh'in cesaretini kıracağı yerde, güneydeki faaliyetlerini
daha da arttırdı. Bunun üzerine Başkan Johnson Kuzey Vietnam'ı müzakere
masasına oturtabilmek amacı ile, 1965 Şubatından itibaren Kuzey Vietnam'ı
bombalatmaya başladı. Maksad, Viet Minh gerillalarının gücünü kaynağında yok
etmekti. Bu sebeple askerî hedefler bombardıman ediliyordu. Bu bombardımanlar
üç yıl sürecektir.
Fakat bombardımanlar
istenen neticeyi vermedi. Zira Ho Chi Minh, Amerika'nın havadan yaptığı
baskıya, karada kendi baskısını arttırarak cevap verdi. Yani, Güney Vietnam'a
sızmalar ve gerilia faaliyetleri büsbütün arttı. Bu ise Amerika' yı, Vietnam'ı
Amerikan askeri ile savunmaya şevketti. 1965 Mayısında Güney Vietnam'a 80.000
asker gönderildi. Bu sayı giderek artacak ve 600 bine yaklaşacaktır.
Vietnam'a asker
gönderilmesi Amerika'nın kendi içinde büyük çalkantıya sebep oldu. Zira
Amerikan askeri ölmeye başlayınca Amerikan kamu oyunda tepkiler artmaya
başladı. Büyük şehirlerde ve bilhassa üniversitelerde Vietnam savaşına karşı
protesto gösterilerine girişti. Gençlik Vietnam savaşının ve orada ölme
gereğinin sebebini anlayamıyordu. Vietnam savaşı, Amerikan kamu oyu için sebebi
anlaşılamayan manasız ve amaçsız bir savaş haline gelmişti. O kadar ki,
Amerikan Kongresi de Başkan Johnson'ın aleyhine bir tutum almaya ve Johnson'ın
yanlış değerlendirme ile kendilerini yanılttığını söylemeye başladı.
Amerika'nın Avrupalı
müttefikleri de Amerika'nın Vietnam macerasını tasvib etmediler. Batı ittifakı
Vietnam'da bir prestij yarası alırken, öte yandan Amerika kendi müttefiklerine
yeteri kadar danışmadan bir maceraya girmişti ki, bu maceranın sonu Batı
Avrupa'yı da işin içine çekebilirdi. Bu konuda en fazla tepki gösteren de
Fransa oldu.
Halbuki Amerika'nın
bu savaşı değerlendirmesindeki faktörler şöyle idi.
Amerika Güney-Doğu
Asya ile Pasifiği kendi millî menfaatlerinin ve güvenliğinin hayatî bir bölgesi
olarak telâkki ediyordu. II. Dünya Savaşı’nda Japonya ile çatışmaya
sürüklenmesinin sebebi de, Çin'i korumaktan ziyade, Japonya'nın güneye sarkıp
Güney-Doğu Asya ve Pasifiği tehdit etmesiydi.
Kuzey Vietnam'a da bu
sefer Çin açısından bakıyor ve Kuzey Vietnam'ı Çin'in bir uzantısı olarak
görüyordu. Bilhassa Çin'in 1959 da Tibet'i işgali ve 1962'de de Hindistan'a
saldırması, 1964'de Çin'in kendi atom bombasını yapması ve nihayet 1965'de
Savunma Bakanı Lin Piao'nun Güney-Doğu Asya'dan söz etmesi, Amerika'nın bu
konudaki endişelerini arttıran gelişmeler olmuştur. Bütün bunlardan başka,
Vietnam'ın yüzlerce yıl Çin hâkimiyeti altında yaşamış olmasını ve ayrıca, Çin
Vietnam'a hâkim olduğu takdirde, bölgede yaşayan geniş Çin azınlıklarını da
harekete geçirebileceğini de unutmamak gerekir.
Bununla beraber,
Başkan Johnson, bir yandan Vietnam savaşında tırmanmaya giderken, öte yandan
da, çeşitli kanallardan barış için teşebbüslerini de eksik etmedi. Bu
teşebbüsler 1966-1967'de yoğunlaştı.Bu gelişmelerin neticesi olarak 1968
Mayısında Paris'te Kuzey Vietnam ve Amerika arasında barış görüşmeleri başladı
ve görüşmeler biraz ilerleyince de, Başkan Johnson 31 Ekim 1968 tarihinden
itibaren Vietnam'ın bombardımanını durdurdu.
Bu arada Johnson, 31
Mart 1968'de yaptığı bu konuşmada, “Vietnam savaşı karşısında
Amerikalıları birlik ve bütünlüğe davet etti ve bu birlik ve bütünlüğün
korunması için, kendisinin 1568 Kasımındaki başkanlık seçimlerine adaylığını
kovmayacağını bildirdi.
1968 Kasımında
yapılan Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Partiden Richard Nixon kazandı.
Nixon, 20 Ocak 1969'da Başbakanlık görevine başladığında Vietnam'da 540.000
Amerikan askeri bulunuyordu ve 31.000 Amerikan askeri de Vietnam'da ölmüştü. Bu
sebeple Nixon ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Vietnam politikasına yeni
bir şekil verdiler. Buna göre, Amerika bir yandan Vietnam'daki askerini yavaş
yavaş geriye çekerken, bir yandan Kuzey Vietnam'ın
bombalanması daha da arttırılacaktı. Bunun da sebebi, Kuzey Vietnam'ı barışa
zorlamaktı. Nitekim, Nixon idaresi bütün bunları yaparken Paris'te devam
etmekte olan barış görüşmelerini de hızlandırmaya çalıştı. Nixon, Amerika'yı
Vietnam bataklığından çekip çıkarmaya kararlı idi. Bundan dolayı 1969
Haziranında 25.000 Amerikan askerini Vietnam'dan çekti. 1971
yılı sonlarında geri çekilen asker sayısı 200.000'i bulacaktır. Bu arada
da, Nixon, 1969 Temmuzunda Pasifik bölgesinde yaptığı bir gezi
sırasında, 25 Temmuzda Guam adasında yaptığı basın toplantısında, Guam
Doktrini veya Nixon Doktrini denen görüşlerini ortaya attı.«işbirliği yolu ile
barış» (peace through partnership) prensibine dayanan bu görüşlere göre,
Amerika bundan böyle dünyanın neresinde olursa olsun, Vietnam örneği savaşlara
girmeyip .Müttefiklerine Amerikan askerini kullanarak değil, ekonomik ve askerî
yardım suretiyle destek olacaktı, Nixon Doktrini, bir bakıma, 1957 Ocak tarihli
Eisenhower Doktrinin tersi oluyordu. Çünkü Eisenhower Doktrini Amerikan
askerinin kullanılması esasına dayanmaktaydı.
Paris'te sürmekte
olan barış görüşmeleri ancak 1973 yılı başında bir neticeye ulaşabildi. Bunda,
1972 yılında Amerika'nın Çin'le münasebetlerini düzeltmesi ve ayrıca Sovyet Rusya
ile Amerika arasında 1972 Mayısında SALT-I antlaşmasının imzası büyük rol
oynamıştır Çünkü, Kuzey Vietnam'ın iki destekçisi olan, hem Sovyetlerin ve hem
de Çin Halk Cumhuriyeti'nin, Amerika'nın Vietnam'da sıkışık bir durumda
bulunduğu bir sırada, bu ülke ile münasebetlerini yumuşatması, Kuzey Vietnam
için müsbet bir gelişme değildi, Ho Chi Minh, bir yalnızlık ihtimalinden endîşe
etti. Kaldı ki, Amerikan bombardımanlarının Kuzey Vietnam'da yaptığı tahribat
da öyle kolay onarılacak cinsten değildi. Ülke gerçekten harap bir duruma
girmişti. Bu faktörler, Ho Chi Minh'i savaşı sona erdirmeye sevketti.
Amerika'ya 55.000
Amerikan askerinin ölümüne malolon Vietnam barışı Paris'te 27 Ocak 1973'de
imzalandı.Esas metni 23 maddeden ibaret olan bu barış ile, 1954 Cenevre
anlaşmalarına dönülüyor, yani 17'nci enlem yine Kuzey ve Güney Vietnam arasında
sınır oluyordu. Amerika altmış gün içinde Vietnam'daki bütün askerini ve
malzemesini geri çekecek ve mevcut üslerini de tasfiye edecekti. Buna mukabil,
Kuzey Vietnam da Güney Vietnam halkının kendi kaderini kendisinin tayin
etmesine ve istediği siyasî rejime kendisinin karar vermesine müdahale
etmeyecekti. Kuzey ve Güney Vietnam'ın birleştirilmesi, kuvvet ve zor yoluyla
değil, iki tarafın aralarında yapacakları müzakereler, karşılıklı anlaşma ve
barış yoluyla gerçekleştirilecekti. Bundan başka, Kamboçya ve Laos'un
tarafsızlığına ve bağımsızlığına taraflar tam saygı göstereceklerdi, Nihayet,
Kuzey Vietnam ile Amerika arasında meydana gelen bu yeni münasebet düzeni
dolayısiyle, savaş yaralarının sarılmasında ve kalkınmasında Amerika, Kuzey
Vietnam'a yardım edecekti.
Amerika, bu barış ile
nihayet yakasını Vietnam'dan kurtarmaya muvaffak olmuştu. Lâkin Vietnam
meselesi bu barış ile kapanmadı. Barış ancak 22 ay devam edebildi. Bu sürenin
sonunda Güney Vietnam komünistlerin eline geçti.
Amerika, Vietnam'dan
çekildikten sonra, Güney Vietnam'ın yaklaşık 1 milyon kadar askeri, 1.600 uçağı
ve 600 tankı vardı. Fakat, Viet Cong gerillalarının faaliyeti dolayısile, bu
asker sabit mevkileri savunmakta idi. Saldırı gücü yoktu. Diğer taraftan,
Vietnam savaşının Amerikan kamu oyunda uyandırdığı tepki dolayısile, barıştan
hemen sonra Amerikan Kongresi de Güney Vietnam'a yapılan yardımları, azaltmaya
başladı. Askerî yardım 1 milyon dolardan 700 milyona ve ekonomik yardım da 750
milyon dolardan 425 milyona indirildi. Buna karşılık Güney Vietnam'daki askerî
durum da iyi değildi. Saygon rejimine karşı savaşan Vietnam Halk Ordusunun
güneyde 200.000 askeri bulunuyordu. Viet Cong gerillalarının kuvveti de 100.000
civarında idi. Bütün bunlara bir de Saygon hükümeti içindeki suistimalleri
ilâve etmek gerekiyordu.
Bu şartlardan
yararlanan Kuzey Vietnam 1974 Aralık ayı başlarında Kamboçya'dan
Mekong Nehri deltasından Güney Vietnam'a doğru saldırılara geçti. Bu
saldırıları Kuzeyden ve diğer yerlerden de yapılan bir çok saldırılar
takip etti. Bu saldırılar o kadar çabuk gelişti ki, Güney Vietnam başlıca birer
birer komünistlerin eline geçmeye başladı. Güney Vietnam
ordusu bu saldırılar karşısında çabucak çöktü. En son 30
Nisan 1975'de başkent Saygon'un komünistlere teslim olması ile, bütün
Vietnam, otuz yıllık bir mücadeleden sonra komünistlerin kontrolü altına girmiş
oluyordu. Bu ise Güney-Doğu Asya bölgesindeki kuvvet münasebetlerinin yapısında
mühim değişiklikler meydana getirerek yeni bir dönemi açacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder