31 Ocak 2016 Pazar

Neo-Gramscian( Antonio Gramsci) Okul - 1

          Neo-Gramşiyan (Neo-Gramscici) Okul‟un öncülerinden sayılan Robert W. Cox‟un çalışması büyük ölçüde Gramsci‟nin düşüncelerine dayandığı için önce Gramsci‟nin temel düşüncelerine kısaca bakmakta fayda vardır. İtalyan Komünist Partisi‟nin kurucularından olan Antonio Gramsci Frankfurt Okulu üzerinde doğrudan büyük bir etki yaratmamış olsa da çalışmalarıyla Batı Marksizmini derinden etkilemiştir. Gramsci çalışmalarını Avrupa‟daki işçilerin cephelerde birbirlerine karşı savaştığı ve faşizmin yükseldiği bir ortam ve dönemde verdi. Bu ortamda milliyetçiliğin sınıfsal aidiyetlerin üzerine çıktığı gözüküyordu.  Anlaşıldığı gibi Batı Marksizmi bu dönemde birkaç önemli soru ile karşı karşıya kalmıştı. Bu bağlamda Gramsci‟nin teorik çalışmasına ışık tutan temel soru „„neden Batı Avrupa‟da devrimi ilerletmek bu kadar zor olmuştur?‟‟ üzerineydi. Marx sonuçta devrimin gelişmiş kapitalist toplumlarda meydana geleceğini varsaymıştı. Oysa devrimi ilk gerçekleştiren geri kalmış Rusya‟daki Bolşevikler oldu.

       Gramsci‟nin cevabı hegemonya kavramında yatmaktadır. Gramsci‟nin hegemonya anlayışı benimsediği güç anlayışıyla bağlantılıdır. Bu noktada Nicholo Machiavelli‟den etkilenen Gramsci gücü kısmen insan (ideolojik gücünü ve rızayı temsil eder) ve kısmen hayvan (fizik gücünü, baskıyı temsil eder) olarak tasvir edilmiş mitolojik bir figür olan centaur gibi görür, yani Gramsci‟ye göre güç zorlama/baskı ve rıza karışımıdır. Geleneksel Marksistler düzenin nasıl sürdürüldüğü düşünürken devletin zor/baskı uygulamaları ve araçlarına odaklanmışlardı. Mesela Lenin zamanında devleti “bir sınıfın diğerini ezmek için bir mekanizmadan ibaret olduğu” ileri sürmüştü. Bu açıdan sömürülenleri sistemi devirmekten alıkoyan (devletin uyguladığı) baskı ve korkuydu. Gramsci bu anlayışın devrim öncesi Rusya gibi toplumlarında geçerli olabileceğini kabul ederken, bunun gelişmiş batı toplumlarında geçerli olamayacağını ileri sürdü. Bunun nedeni ise batı toplumlarında sistemin baskıya değil rızaya dayanarak sürdürülmesinden kaynaklanmaktaydı.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© 2013 Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler | Designed by Making Different | Provided by All Tech Buzz | Powered by Blogger