Vietnam
Savaşı denen ve 1965'de başlayıp 1973 yılı başlarına kadar sekiz yıl devam
eden, Amerika'nın Kuzey Vietnam'la mücadelesi, Amerikan tarihi bakımından
olduğu kadar, savaş sonrası milletlerarası münasebetlerin gelişmesi açısından
son derece enteresan ve mühim bir hâdise teşkil eder. Vietnam savaşı, bir
süperdevletin, 17 milyonluk bir küçük ülkede bataklığa nasıl saplandığının da
bir hikâyesidir. Bu, aynı zamanda, ağır tabiat şartlarından iyi yararlanan bir
gerilla taktiğinin, en mükemmel konvansiyonel silâhlar karşısındaki zaferinin
de bir ifadesidir. Nihayet, 1861-1865'denberi, yani son yüz yıl içerisinde ilk
defa, Amerikan halkı, manasız ve amaçsız bulduğu bu savaş dolayısı ile federal
hükümete karşı başkaldırmıştır. Amerika'nın Vietnam'a bulaşması birdenbire
olmamış, yavaş yavaş gelişen bir politikanın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.
1954 Temmuzun da ki
Cenevre anlaşmaları ile Laos, Kamboçya. Kuzey ve Güney Vietnam bağımsız
devletler olmuşlardı. Yalnız, 17'nci enlemin kuzeyinde bulunan Kuzey Vietnam'da
Ho Chi Minh liderliğinde bir komünist rejim bulunuyordu. Bu rejimin daha
kuzeyinde ise Çin gibi bir komünist dev vardı. Onun da kuzeyinde, Sovyet Rusya
gibi bir komünist süper devlet bulunmaktaydı.
Meseleye bu açıdan
bakınca, Kuzey Vietnam Asya'daki büyük komünist blokun bir ileri ucu, bir ileri
karakolu idi ve bu hali ile de bütün Hindiçini kıtası için muhtemel bir tehdit
ve tehlike idi. Bu sebeple Amerika, 1954'den sonra Vietnam'da ve genel olarak
Hindiçini de Fransa'nın yerine geçti ve Asya komünist bloku ile SEATO
üyelerinin meydana getirdiği anti-komünist güney-doğu Asya arasında bir tampon
teşkil eden Güney Vietnam ile yakından ilgilenmeye başladı.
Güney Vietnam'da 23
Ekim 1955'de yapılan bir referandumda imparator Bao Dai düşürüldü ve Vietnam'ın
başına Ngo Dinh Diem geçti. Koyu bir komünist aleyhtarı olan Diem'i Amerika
hemen 26 Ekimde tanıdı ve Diern de ilk günden itibaren Amerika'ya dayanma
yoluna gitti. Diem 8-10 Mayıs 1957'de Amerika'yı ziyaret etti ve yayınlanan
ortak demeçte, Çin'in de adı zikredilerek, bölgede komünizmin yıkıcı
faaliyetlerini gittikçe arttırmakta olduğuna dikkat çekildi.
Diğer taraftan, 1954
Cenevre anlaşmalarına göre, Kuzey ve Güney Vietnam seçimler yoluyla
birleştirilecekti. Secimler 1956 yılında yapılacaktı. O zamanki genel kanaat
odur ki, eğer 1956 yılında seçimler yapılmış olsaydı, Ho Çhi Minh Güney
Vietnam'da da seçimleri kazanabilirdi. Bunu bildiği içindir ki, Güney Vietnam
diktatörü, katolik ve antikomünist Diem bu seçimlere yanaşmadı. Amerika da
Diem'i destekledi. Ho Çhi
Minh 1957 yılına kadar bekledi. Diem'in seçime yanaşmadığını görünce, Diem
hükümetini devirmek için, Güney Vietnam'daki Viet Cong vasıtası ile yoğun
terörist faaliyetlerine ve gerilla mücadelesine girişti. Viet Çong'un Güney
Vietnam'da yarattığı huzursuzluk o derece ciddi bir hal aldı ki, Başkan
Eisenhower 4 Nisan 1959'da yaptığı bir konuşmada, 12 milyon nüfuslu Güney
Vietnam'ın komünist kontrolü altına düşmesinin, 150 milyonluk bir bölgeyi
tehlikeye sokacağını, Amerika için ve «hürriyet için» yıkıcı bir gelişmeyi
başlatacağını, bundan dolayı Amerika'nın güvenliği ve milli menfaatleri için
Güney Vietnam'a ekonomik ve askerî yardımın yapılması gerektiğini söylüyordu.
Amerika'nın Vietnam'a bulaşması böyle başladı. Başkan Eisenhower 1960 Kasımında
görevden ayrıldığında ve Kennedy Başkanlık seçimlerini kazandığında,
Amerika'nın Güney Vietnam'da 1000 «askerî danışmanı bulunuyordu. Başkan Kennedy
22 Kasım 1963 günü öldürüldüğünde ise, bu danışmaların sayısı 17.000 olacaktır.
Bu arada 70 danışman da öldürülmüştü. Amerika ilk kayıpları vermeye başlamıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder