Bugün 19.yy da Fransız İhtilali ile ortaya çıkan ''yeni düzen'' de dahi dünya 5 den büyük değildir. Son zamanlarda Cumhurbaşkanı T.Erdoğan'ın sürekli savunduğu dünya beşten büyüktür argümanı esasen reel politikte bir anlam ifade etmemektedir. Örneğin Viyana Kongresi 6 başat ülke tarafından gerçekleştirilmiştir ve onlar ne derse o vuku bulmuştur yani olay şudur ki kim güçlüyse onun dediği olur ve Uluslararası Hukuk yapısı realist teoride bir anlam ifade etmez. 20. yüzyılın başında meydana gelen 1.Dünya Savaşı büyük bir kırılma teşkil eder dünya tarihi açısından. Milletler Cemiyeti' nin kurulması ve ABD süper gücünün doğumu bu savaşı en önemli kılan ögelerdir. Birçok akademisyenlerin sürekli savunduğu şey topyekün savaş ve imparatorlukların sonu açısından yaklaşırlar ancak ben bu konuda farklı düşünüyorum. Milletler Cemiyeti bilindiği üzre başarasız olmuş lakin Birleşmiş Milletler ' in temeli sayılmıştır ki BM ileriki yıllarda emperyal güçler için dünyayı yönetmek maksadıyla eşi benzeri daha önce görülmemiş bir olanak sağlayacaktı. İkinci olarak ABD süpergücünün doğumundan bahsettim oysaki bize genelde bu tarih 1945 sonrası dönem olarak gösterilir hatırlayacaksınız ki İngiltere savaşı kaybetmemek için dünya liderliği ünvanını resmen olmasa da Amerika' ya devretmiştir. Ben ise bu süpergücün doğumunu dünya harbine ve Wilson ilkelerinin ortaya atıldığı döneme bağlıyorum.
Tarih derslerinden de bildiğimiz gibi Wilson ilkelerine göre uluslar kendi kaderlerini kendileri belirleyecek ve bir yerde hangi millet fazla ise orası hakkında söz sahibi onlar olacaktı. Bu aslında şu demekti Amerika başat güçler masasına oturup; bu zamana kadar siz sömürdünüz artık benim zamanım geldi demiştir'' . Ülkelere bağımsızlıklarını kazandırmıştır ki kendisi ''yeni düzen''ini kurabilsin. Ve şuan hemen her ülke bu kurulan çarkın bir parçası haline gelmiştir ileriki yazılarımda bunu daha detaylı anlatacağım..
Browse » Home
0 yorum:
Yorum Gönder